Перевод: с русского на турецкий

с турецкого на русский

yanından geçmek

  • 1 обходить

    несов.; сов. - обойти́
    1) врз dolaşmak; dolanmak

    он обошёл дом / вокру́г до́ма — evi (bir kez) dolandı

    мы два́жды обошли́ пло́щадь / вокру́г пло́щади — meydanı iki kez harmanladık

    мы обошли́ все ко́мнаты — tüm odaları bir bir dolaştık

    обходи́ть строй почётного карау́ла — saygı kıtasını teftiş etmek

    но́вость обошла́ всю дере́вню — haber bütün köyü dolaştı

    когда́ ка́тер обошёл мыс... — motor burnu dolanınca...

    2) ( проходить стороной) yanından geçmek

    обходи́ спра́ва! — sağından geç!

    3) ( избегать) geçmek тж. перен.

    э́тот вопро́с он обошёл — bu sorunu geçti

    обходи́ть кого-что-л. стороно́й — birinden, bir şeyden burcu burcu kaçmak

    4) перен., разг. ( обгонять) (önüne) geçmek

    он обошёл тебя́ на два очка́ / ба́лла — seni iki puan geçti

    он обошёл двух защи́тников — спорт. iki müdafii çalımlayarak geçti

    Русско-турецкий словарь > обходить

  • 2 объезжать

    несов.; сов. - объе́здить, объе́хать
    1) dolaşmak; gezmek

    объе́хать всю страну на маши́не — arabayla tüm ülkeyi (karış karış) gezmek

    2) сов. объе́хать (вокруг чего-л.) dolaşmak; dolanmak

    вса́дник объе́хал дом и останови́лся у двере́й — atlı evi dolanıp kapı başında durdu

    3) сов. объе́хать ( проехать стороной) yanından geçmek

    объезжа́й ров спра́ва — hendeğin sağından geç

    4) сов. объе́здить ( лошадь) yırtmak; geme eyere alıştırmak

    э́та ло́шадь не объе́зжена — bu at hergeledir

    Русско-турецкий словарь > объезжать

  • 3 разминуться

    сов., разг.

    как же э́то мы размину́лись? — nasıl olmuş da yolda raslaşmamışız?

    доро́га у́зкая, со встре́чной маши́ной нам не размину́ться — yol dar, karşıdan bir araba gelse geçemeyiz

    Русско-турецкий словарь > разминуться

  • 4 мимо

    yanından geçerek
    * * *
    1) предлог önünden ( перед); yanından ( сбоку)

    он прошёл ми́мо нас — önümüzden / yanımızdan geçti

    2) нареч.

    бить ми́мо — isabet ettirememek

    ми́мо! — воен. karavana!

    ••

    пропусти́ть что-л. ми́мо уше́й — kulak arkasına atmak

    проходи́ть ми́мо чего-л.meskut geçmek ( обходить молчанием); bir şeye göz yummak ( закрывать глаза)

    не могу́ пройти́ ми́мо э́того вопро́са — bu soruna değinmeden edemeyeceğim

    Русско-турецкий словарь > мимо

  • 5 пробегать

    I проб`егать
    сов.
    1) ( bir süre) koşmak
    2) разг. (пропустить что-л. из-за беготни) koşuşmaktan yetişememek
    II пробег`ать
    1) koşmak; koşarak geçmek

    пробежа́ть ми́мо до́ма — evin yanından / önünden koşarak geçmek

    ско́лько киломе́тров ты мо́жешь пробежа́ть? — koşarak kaç kilometre alabilirsin?

    2) врз geçmek

    как бы́стро пробежа́ло вре́мя! — zaman ne de çabuk geçti!

    гру́стная улы́бка пробежа́ла по её лицу́ — yüzünden kederli bir gülümseme geçti

    у меня́ дрожь пробежа́ла по (всему́) те́лу — ürperdim

    3) ( бегло прочитывать) şöyle bir gözden geçirmek

    за за́втраком я пробежа́л газе́ты — kahvaltı ederken gazetelere şöyle bir göz gezdirdim

    Русско-турецкий словарь > пробегать

  • 6 облетать

    I несов.; сов. - облете́ть
    1) ( вокруг) dolanmak

    облете́ть Луну́ — Ay çevresinde bir tur yapmak

    пти́ца облете́ла де́рево — kuş ağacın etrafında bir dolandı

    2) ( пролетать стороной) yanından / ötesinden geçmek
    4) dökülmek ( о листьях); yaprakları dökülmek; yaprak dökmek ( о деревьях)
    II сов.

    облета́ть на самолёте всю страну́ — uçakla tüm ülkeyi gezmek

    Русско-турецкий словарь > облетать

  • 7 проплывать

    несов.; сов. - проплы́ть
    1) врз yüzmek

    проплы́ть до середи́ны о́зера — (yüzerek) gölün ortasına varmak

    стометро́вку он проплыва́ет ме́нее чем за мину́ту — yüz metreyi bir dakikanın altında yüzer / alır

    за э́тот рейс су́дно проплы́ло ты́сячу киломе́тров — bu sefer sırasında gemi bin kilometrelik bir yolu aldı

    2) (миновать что-л.) (yüzerek) geçmek

    когда́ ка́тер проплыва́л мая́к... — motor fenerin yanından / önünden geçerken...

    планёр проплы́л под облака́ми — planör bulutların altından süzülerek geçti

    Русско-турецкий словарь > проплывать

  • 8 проползать

    несов.; сов. - проползти́

    ря́дом проползла́ змея́ — yanından bir yılan geçti

    2) ( заползать) sürünerek girmek; girmek (о насекомых, рептилиях)

    Русско-турецкий словарь > проползать

  • 9 свет

    ışık
    * * *
    I м, врз
    ışık (-ğı)

    лу́нный свет — ay ışığı, mehtap (-)

    свет зари́ — şafağın aydınlığı

    при све́те свечи́ — mum ışığında

    свет пога́с — ışık / elektrik söndü

    вы́йти из темноты́ на свет — karanlıktan aydınlığa çıkmak

    прое́хать на кра́сный свет — kırmızı yanarken geçmek

    ••

    ни свет ни заря́, чуть свет — sabahın köründe

    пролива́ть свет на что-л. bir şeye ışık tutmak

    в све́те чего-л. bir şeyin ışığı altında

    II м
    1) ( мир) dünya

    со всех концо́в све́та — dünyanın dört bir yanından, dünyanın dört bucağından

    2) ( общество) sosyete

    вы́сший свет — yüksek sosyete

    ••

    появи́ться на свет — dünyaya gelmek

    ему́ бе́лый свет не мил — dünyayı karanlık görüyor

    тот свет — öbür dünya, ahret

    вы́ходец с того́ све́та — mezar kaçkını

    э́то всему́ све́ту изве́стно — bunu cümle âlem bilir

    вы́йти в свет — çıkmak

    вы́пустить в свет — çıkarmak

    ни за что на све́те! — dünyada!

    Русско-турецкий словарь > свет

См. также в других словарях:

  • yanlamak — nsz 1) Yana yatmak, yana dönmek 2) i Yanından geçmek 3) e, mec. Çalışıp yorulmadan başka birisinden geçinmek Validenin yanına yanlamaktan başka çarem yok! E. E. Talu …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • savmak — i, den, ar 1) İstenmeyen birini yanından uzaklaştırmak Böylece Arif Ağayı başımızdan savar ve sizinle bir mehtap gezintisi yaparız. R. N. Güntekin 2) i Sıkıcı bir durumu geçirmek, atlatmak, savuşturmak, defetmek Kendini unutturmak ve bu ziyareti… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • sıra — is. 1) Yan yana, art arda olan şey veya kimselerin tümü, dizi Şehir esnafı şekercisinden tutun da berberine kadar iki sıra durup kendisini alkışladılar. S. F. Abasıyanık 2) Bu biçimdeki topluluğun durumu Sırayı bozmayın. 3) Belirli bir düzene ve… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • teğet — is., mat. Bir eğrinin yanından geçen ve ona ancak bir noktada değen doğru, mümas Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller teğet geçmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • uğramak — e 1) Yola devam etmek üzere, bir yerde kısa bir süre kalmak Üç günde yalnız üç vapur iskeleye uğradı. S. F. Abasıyanık 2) Bir yerin yanından, yakınından, içinden geçmek Ona kapıdan şöyle bir uğramak isterdim. H. Taner 3) Fırlayarak çıkmak, dışarı …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • yarmak — i, ar 1) Uzunlamasına bölüp ayırmak Odunu yarmak. 2) Buğday, arpa vb. tahıl tanelerini değirmende kırmak 3) Derin yara açmak Aralarına girmemiş olsaydı boğaz boğaza dövüşecekler, birbirlerinin başını gözünü yaracaklardı. R. N. Güntekin 4) Yarık… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • bakış atmak — kısa bir süre bakıp geçmek İki yanından bağrışanlara anlamadığı bir dilden konuşuyorlarmış gibi birer bakış attı. N. Cumalı …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»